Psikolog
Ali Özdemir
21 Mayıs 2025
Panik bozukluğu, özellikle agorafobiyle birlikte seyrettiğinde, sadece bedeni değil, kişinin tüm hayatını etkileyen görünmez bir ıstırap haline gelir. En çarpıcı yönlerinden biri ise, bu kadar yoğun yaşanmasına rağmen çoğu zaman doğru teşhis edilmemesidir.
Birey, yaşadığı belirtileri anlatır: göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi... Ancak çoğu zaman aldığı yanıt bir şeyin var ama ne olduğu belli değil olur. Bu belirsizlik hali kişinin yalnızca bedenini değil, zihinsel dayanıklılığını da zorlar.
Panik bozukluğu yaşayan bireyler, şikayetleriyle defalarca acile başvururlar. Her seferinde EKG, kan tahlilleri, tomografiler yapılır. Ve sonuç? Her şey normal çıkar. Ama bireyin yaşadığı hisler hiç de normal değildir. Çünkü sorun kalpte değil, derinlerde bir yerde, anlamlandırılamayan bir korkudadır. Bu korku yalnızca fiziksel nedenlerle açıklamaya çalışılırr. Psikiyatrik değerlendirme bazen akla en son gelirken bazen de gelmeyedebilir. Bu gecikme ise çok kıymetli olan erken müdahale sürecini sekteye uğratır. Bu durum bireyin zihninde, sorunumun çözümü bulunmayacak mı? düşüncesine zemin hazırlar. Böylece kişi, belirsiz bir fiziksel hastalık anlatısına hapsolur. Sağlık sistemine bağımlılık artar; her duyum, her çarpıntı tehdit gibi algılanmaya başlar. Buna somatik aşırı uyanıklık diyoruz: kişinin bedeninde olup bitenleri fazlasıyla fark etmesi ve bu duyumları sürekli kontrol etme çabasıdır. Bu süreçte birey bir başka zorlukla da karşı karşıyadır: semptomlarının ciddiye alınmadığını hissetmek. Bu durum kaygı düzeyini daha da artırırken, aynı zamanda kişinin kendilik algısını da zedeler. Zihin şu sorularla meşgul olmaya başlar:
Neler oldu da böyle oldum? Bu hisler neden geçmiyor?
Net bir teşhisin konmaması, aile ve sosyal yaşamdaki yakınlardan anlayış eksikliği, duygusal düzeyde kişinin derin bir yalnızlık hissi yaşamasına neden olabilir.
Sanki herkes hayatına devam ediyordur ama kişi kendi içinde bir boşlukta sıkışıp kalmıştır.
Bu yalnızlık hali zamanla hayal kırıklığına, değersizlik duygularına, hatta kendini suçlamaya evrilebilir: Belki de ben zayıfım, güçsüzüm, ya da sadece stresten oluyordur…
Tam da bu noktada, içsel bir anlatı başlar. Kişi kendi kendine tanı koyar, kendini küçümser, psikolojik yardım aramaktan uzaklaşır. Oysa bu anlatı, panik bozukluğun duygusal yükünü daha da ağırlaştıran bir tuzaktır.
Bu döngü kırılmazsa, birey zamanla yaşamını sürdürebilme kapasitesi konusunda endişeler geliştirebilir. Artık eskisi gibi biri değilim düşüncesiyle birlikte, kırılganlık artar, umutsuzluk derinleşir.
Ne yazık ki birçok sağlık ortamında panik bozukluğu bu şekilde sessiz bir varlık olarak kalır; tam anlamıyla görülmeden, yalnızca bekleme odaları ve doktor muayenehaneleri arasında dolaşır.
Psikolojik acının bedensel belirtilerle ifade edilmesi, sağlık sistemlerinin yoğunluğu ve biyopsikososyal yaklaşımın yeterince uygulanmamasıdır. Birey bu sistem karmaşasında sıkışır kalır. Oysa panik bozukluğunu gerçekten anlayabilmek için, sadece belirtilere değil, bu belirtilerin ardındaki derin güvensizlik ve kırılganlık duygularına da bakmak gerekir. Gerçek çözüm; tek tek semptomları takip etmektense, kişinin yaşam öyküsünü anlamaya çalışmakla başlar. Çünkü panik, en çok anlaşıldığında gücünü kaybeder ve o derin dinleme alanı, iyileşmenin kapısını aralayabilir. Bu süreci tek başına anlamaya çalışmak oldukça zorlayıcı olabilir. Eğer benzer belirtiler yaşıyor ve kendinizi bu döngü içinde buluyorsanız, bir uzmandan destek almak hem duygularınızı anlamlandırmak hem de iyileşme yolculuğunuzda güvenli bir alan yaratmak açısından çok kıymetlidir. Bir psikologla çalışmak, bu karmaşık süreci birlikte çözümlemeyi mümkün kılar. Unutmayın, yalnız değilsiniz.
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2022) . DSM-5-TR: Ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı (5. basım, metin revizesi). Arlington, Virginia. Clark, D. M. (1986). A cognitive approach to panic. Behaviour Research and Therapy, 24(4), 461–470. Barlow, D. H. (2002). Anxiety and Its Disorders. oldes-Busque, G., Marchand, A. ve Landry, P. (2007) . L'identification et featureement du sorun panique avec ou sans agorafobi: Mise a jour Medecin de famille canadien , 53 (10), 1686-1693. Kasper S. (2006). Kaygı bozuklukları: yeterince tanı konulamıyor ve yetersiz tedavi ediliyor. Uluslararası klinik pratikte psikiyatri dergisi , 10 Ek 1 , 3-9. https://doi.org/10.1080/13651500600552297 Kolek, E., Seidler, K.P. ve Bernhard, S. (2021). Bana Histerik Olduğumu Söylemeyin: Panik Bozukluğu Olan Hastaların Karşılanmayan İhtiyaçları. Ön Psikiyatri , 12, 635421. Sánchez-Meca, J., Rosa-Alcázar, AI ve Marín-Martínez, F. (2010) . Agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluğunun psikolojik tedavisi: Bir meta-analiz. Klinik Psikoloji Dergisi, 30(1), 37-50.
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191