Psikoloji kitapları okuyorsunuz, tetikleyicilerinizi tanıyorsunuz, “narsisti nasıl fark ederim” dersiniz var, çocukluğunuzun bugününüzü nasıl şekillendirdiğini biliyorsunuz. Popüler psikoloji size her şeyi anladığınızda hayatınızın otomatik olarak değişeceğini vaat ediyor. Gerçek hayatta ise bir türlü olmuyor.
Hala yakın ilişkilerde çökmeler yaşıyorsunuz; sağlık randevularını erteliyorsunuz; yeni iş için başvuramıyorsunuz; yine “yanlış” partnerlerle karşılaşıyorsunuz. Bu çelişkinin arkasında genelde aynı duygu karışımı var: güçsüzlük + öfke. “Her şeyi anlıyorum ama değişemiyorum” hissi nereden geliyor?
Bilgi ve gerçek değişim arasında pratik bir deneyim katmanı bulunur. Zihnimiz bizi kandırır: “Bir şeyi öğrenirsem, hayat otomatik olarak değişecek.” Hayır. Değişim, eylemle, bedenle, küçük ama düzenli deneyimlerle gelir. Önce disiplin, sonra otomatikleşme.
Stres altındayken insanlar genelde sahip olduğu “doğru bilgiyi” uygulamaz; bunun yerine en tanıdık, otomatik davranış modeline döner. Gerginlik anında yeni davranış sergilemek enerji ve bilinçli çaba ister. O yüzden bildiğiniz teoriyi yaşama geçirebilmek zor olabilir lakin mümkündür.
1. İç kısımlar direnir
İçinde bir kısım “değiş” diyor, diğer bir kısım “değişirsen mahvoluruz” diye fısıldıyor. Bu iç diyalog özellikle “hayır” demeyi öğrenme gibi becerilerde görünür: mantığın “hayır de” derken, yaralı çocuk kısmın “kötü bir insan olmak istemem” diye geri çeker. Beyin için değişim ölüm demektir, bu sebepten ötürü kişisel gelişim kişi için zorlu ve yorucu bir deneyimdir.
2. Deneyimsiz anlayış
Bilgi, pişmemiş bir tarif gibidir. Ne kadar kitap/öneri toplasan da, onu deneyimleyip uygulamayana dek gerçek bir yemeğe dönüşmez. Uygulama olmadan bilgi başlı başına değersizdir.
3. Utanç ve kendini suçlama
“Kendimi aptalca hissettim, yine bozdum” şeklindeki özeleştiri değişime yardım etmez; tam tersine eski kalıplarınızı güçlendirir.
1. Mikro eylemler
Büyük sıçrama planları veya şok diyet misali her gün sabah 05:00 te uyanacağım uygulaması yerine günlük, küçük yapılabilir adımlar seçin. Örneğin: Bugün 2 saatlik yürüyüşe çıkmak yerine 20 dakikalık bir yürüyüşe çıkın.
2. Güvenli alan yaratın
Yeni tepkiyi denemek için kınanmayacağını bir alan şart. Terapi bunun için ideal bir boşluk sunar; ayrıca benzer düşünen güvenli bir grup veya uygulama partneri oluştur.
3. Direnişi kabul et
İçinizdeki “hayır” diyen kısma savaş açmayın onu dinleyin. Korkusunu, ne istediğini sorun. Zamanla bu kısımlar kontrolü elden bırakmaya başlar; önce küçük, sonra daha büyük adımlar mümkün olur.
Terapide anahtar, duyusal deneyim ve dikkatli farkındalıktır. Otomatik tepkiyi anlık olarak fark etmeyi öğrenirsiniz; sadece gözlemleyerek yargılama olmadan. Güven oluştuğunda yeni davranışları denersiniz ve iç kısımların ne söylediğini duyarsınız. Öfkeyle müzakere etmek gerekir; göz ardı ederseniz hiçbir şey değişmez. Kabul ve dikkatle yapılan keşifte bir an gelir: “Her şeyi anlıyorum ama değişmiyorum” yerine “Anlıyorum ve yeni şeyler deniyorum” değişimi doğar.
Değişim bir fikirden fazlasıdır kendinize yeni bir deneyim yaşama hakkını verin. Eskiyi sonsuzca analiz etmek yerine yeni minik deneyimler oluşturun; sonuçlar zamanla birleşir ve gerçek dönüşümü getirir.
Daha derin, kişisel destek isterseniz profilimden randevu alabilir, birlikte uygulamalı çalışabiliriz:
https://www.advicemy.com/danisman/adalin-sohtorik
Sevgiler..
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191