Psikolojik Danışman
Kürşad Karademir
10 Temmuz 2025
Carl Jung’a Göre Rüyalar: Bilinçaltının Gizli Dili
Merhaba. Bugün sizlerle, psikolojinin derin sularına dalıp Carl Jung’un rüyalar hakkındaki büyüleyici teorilerini konuşacağız. Rüyalarımız gerçekten de rastgele görüntüler mi, yoksa bilinçaltımızın bize fısıldadığı mesajlar mı? Jung’a göre cevap ikincisi…
Jung'a göre danışanın analize getirdiği ilk rüya genellikle onun sorununun çarpıcı bir özeti olma özelliği taşımaktadır.
Rüya yorumu, karşılıklı bir araştırma ve keşif sürecidir.
Freud, rüyaları bastırılmış arzuların tezahürü olarak görürken, Jung onları “bilinçdışının otoportresi” olarak tanımlar. Ona göre rüyalar:
Örneğin, sürekli düşme rüyası görmeniz, kişisel bir kaygıyı yansıtabilirken; kahraman, gölge veya bilge ihtiyar figürleri evrensel arketipler olarak karşımıza çıkabilir.
Jung, rüyaların sembolik bir dil konuştuğunu söyler. Bilinçdışı, mesajlarını doğrudan değil, metaforlarla iletir. Bir rüyada:
Önemli olan, bu sembolleri kişisel bağlamınızla yorumlamak. Jung’a göre her rüya, rüyayı görenin içsel dünyasına özeldir.
Jung’un “amplifikasyon” yöntemi, rüya sembollerini mitoloji, sanat veya dinle ilişkilendirerek derinlemesine analiz etmeyi önerir.
“Rüyalar, bilinçdışının karanlık mağarasına tutulan bir fenerdir.”
Eğer rüyalarınız sizi şaşırtıyorsa, belki de bilinçdışınız size kendinizi keşfetmeniz için bir davetiye gönderiyordur. Bir sonraki rüyanıza biraz daha dikkatle bakmaya ne dersiniz?
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191