Çocuk Gelişimci Bakış Açısıyla Seçici Yeme Davranışına Yaklaşım
"Yemek yemiyor, hep aynı şeyleri istiyor, tabağı görünce ağlamaya başlıyor…"
Bu ifadeler sana tanıdık geliyorsa yalnız değilsin.
Birçok ebeveyn, çocuğunun sınırlı sayıda besini kabul etmesi veya yemeğe karşı direnç göstermesi nedeniyle kaygı yaşıyor. Yemek saatleri zamanla keyifli bir aile ritüelinden çok, bir savaş alanına dönüşebiliyor.
Bu yazıda, çocuk gelişimci bakış açısıyla, seçici yeme davranışının ardındaki nedenleri, çocuğun bu süreçte neye ihtiyaç duyduğunu ve nasıl daha sağlıklı bir yemek ilişkisinin kurulabileceğini ele alacağız.
Seçici yeme; çocuğun belirli tat, doku, renk ya da sunum biçimlerine karşı direnç göstermesiyle ortaya çıkan, bazen gelişimsel bazen de çevresel faktörlerle şekillenen bir yeme davranışıdır.
Bu davranış, özellikle 1,5 - 5 yaş arası çocuklarda oldukça yaygındır ve genellikle bir gelişim dönemi özelliği olarak karşımıza çıkar.
2 yaş civarı çocuklar, hayatlarında ilk kez "Ben kimim?" sorusunu keşfetmeye başlar. Bu dönemde yemek, onların kontrol edebileceği nadir şeylerden biridir.
Bazı çocuklar belirli dokulara (örneğin pütürlü, yapışkan, sulu) karşı hassasiyet gösterebilir. Bu bir "kapris" değil, duyusal bir uyaranı tolere edememe hali olabilir.
Evde yemek sırasında sık sık “Bunu yeme, şişmanlatır”, “Ben de sevmem onu” gibi ifadeler geçiyorsa, çocuk da benzer şekilde bu yiyecekleri reddedebilir.
Çocukların büyüme hızları 1 yaşından sonra yavaşlar. Bu da iştahlarının doğal olarak azalması demektir.
"Bir kaşık daha", "Bitirmeden kalkamazsın" gibi söylemler, yemek saatini bir mücadele alanına çevirir. Bu da çocuğun yemekle olan ilişkisini olumsuz etkiler.
Her gün aynı saatlerde yemek yemek, çocuğun biyolojik saatinin oturmasına yardımcı olur. Ara öğünleri sınırlamak, ana öğünlerde iştahını artırır.
Yiyeceklerin tabağa farklı şekillerde dizilmesi, renkli sunumlar, birlikte yemek hazırlamak çocuğun ilgisini çeker.
Brokoliyi "ağaç", havucu "turuncu roket" olarak tanıtmak bile işe yarayabilir!
Yeni bir yiyeceği tanıtmak için çocukların 15-20 kez maruz kalması gerekebilir. Önemli olan tabağında bulunması ve tanıma fırsatı sunulmasıdır. Yemesin ama görsün.
Bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğunuz şey: Sabır ve şefkat.
Yemek yemeyi bir "başarı ölçütü" olarak görmeyin. Bırakın çocuk bu yolculukta kendi ritmini bulsun.
O zaman bir çocuk gelişimci, beslenme uzmanı ya da duyusal bütünleme terapisti ile görüşmek faydalı olacaktır.
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191