Mutluluk, Memnuniyet ve Şükür

Bu yazıda sizlerle mutluluk, şükür ve memnuniyet kavramlarını konuşuyor olacağız.
İlk önce sormak istediğim sorular daha çok mutluluk üzerine olacak:
“Hayatımızı ne kadar mutlu olarak geçiriyoruz?
Mutluluk bir amaç mıdır?
Ya da mutlu olmak uzun süreli bir duygu mudur?”
Birçoğunuzun “Mutluluk çok kısa bir histir.” dediğinizi duyar gibiyim.
Hatta toplumda kalıplaşmış bir inanç da vardır: “Çok mutluyum, kesin kötü bir şey olacak!”
O halde mutluluk, varılması gereken bir nokta olmaktan çok, bize bu yolculukta eşlik eden anlardaki hazzımızı ifade ediyor olabilir mi?
Mesela sevdiğimiz bir şarkıyı dinlemek bizi mutlu eder…
Ya da çok sevdiğimiz bir arkadaşımızla sohbet etmek, kendimize sarılmak…
Bizi mutlu eden eylemleri çoğaltabiliriz elbette.
Mutluluktan bahsetme sebebim, mutluluğun içinde bulunduğumuz ‘an’a ait olması.
Geçmiş, yaşayıp geçirdiğimiz olaylardan oluşur ve artık bizim için bir daha yaşanmayacaktır.
Gelecek ise henüz gelmeyen ihtimallerden oluşur.
Halbuki asıl gerçek olan şey; şu an aldığımız nefes, oturduğumuz koltuk, yani kısacası şu an içindeki varoluşumuzdur.
Yaşarken fark etmek ne büyük bir nimet “şimdi ve burada” olduğumuzu.
Aslında her zaman şimdideyiz. Fark etmek yeter.
Hayat yolculuğumuzda ‘an’ı fark etmek, büyük bir uyanışa işarettir. Mutlu olmak ise ancak bu anların içinde mümkündür.
Ama benim bu kez asıl üzerinde konuşmak istediğim kavram; hayatımızın geneline karşı bir müteşekkir olma hali…
Hayata geldiğimiz ve sahip olduklarımız için şükretmek nasıl hissettirir?
Aslında şikayet etmekten vazgeçtiğimiz anda bile bu memnuniyet halini hayatımızda hissedebiliriz.
Memnuniyet ve mutluluk bu noktada birbirinden ayrılır:
Memnuniyet, hayatın geneline karşı bir “kabul etme, müteşekkir olma” hali iken;
mutluluk, “an”a ait bir histir.
Peki hayata memnuniyetimizi nasıl ifade ediyoruz?
Ya da ediyor muyuz?
Belki de en önce sormam gereken soruyu en son soruyorum şimdi:
Memnun muyuz hayatımızdan?
Aslında şükretmek için sayamayacağımız kadar çok nedenimiz var, yeter ki onları fark etmeyi hatırlayalım…
Şükür diyince çok büyük olaylar düşünmene gerek yok, hayattaki küçücük detaylar şükretmek için ne büyüktür aslında… Sabah kahvesinin kokusunu alabiliyor olman , bir dostunun araması, yürürken yüzüne çarpan rüzgar, uyuyabilecek bir yatağının olması. Şükür pratiğini hayatımıza dahil etmek aslında hayata karşı olan memnuniyetimizi artırmanın yollarından en etkili olanı, ve çok da kolay! Şu an bu yazıyı okurken bile durup hayatında sahip olduğun üç şeye içtenlikle teşekkür etmekle başlamaya ne dersin?
Bu pratiği her güne başlamadan önce yaptığında fark edeceksin ki; hayatında bir şeyler “değişmese” bile, senin dünyaya bakışın dönüşecek.
Bu dönüşüm ise senin hayatının kontrolünü eline aldığını ve memnuniyet dolu bir hayatın olduğunu gösterecek…
Şükretmeyi her gün hatırlayacak bir ömür, memnuniyet dolu bir hayat ve mutluluk dolu anlar dilerim.
Sevgi ve ışıkla,
Asya




