Yaşadığın Ülkede Yabancı Olmaz

Burak

“YAŞADIĞIN ÜLKEDE YABANCI OLMAK”

Tüm göçmenler göç ettikleri ülkede birer yabancıdır. Yabancı olmak zaman zaman bize köksüz olduğumuzu hissettirebilir. Kendimize fırsat yaratmak için tercih ettiğimiz yeni ülkelerde kendimizi yalnızlık duygusu ile boğuşurken bulabiliriz.

Yapılan çalışmalar göç yaşantısı ile psikolojik rahatsızlıklar arasında önemli bir ilişki olduğunu bizlere gösteriyor. En başta kendi ailesinden, alıştığı çevreden ayrılması kişiyi zorlarken bunun yanında yerleşilen ülkedeki kültürel farklılıkların büyüklüğü bu süreci daha da arttırıyor aslında. Özellikle ilk zamanlarda iletişim kurulan kişilerin sınırlı olması kişiyi kendi kabuğuna çekilmeye itmekte. Böylelikle stres düzeyi artan kişi, yıpratıcı duygular ve düşünceler içinde kalması kaçınılmaz oluyor.

Göç Ne Demektir?

Göç, temelde kişinin bir yerden ayrılıp başka bir yere konumlanmasıyla gerçekleşir ancak sadece fiziksel anlamda bir kopuşu içermez. Konumsal sürekliliğin kaybıyla birlikte ruhsal sürekliliğin de bir süreliğine kaybı yaşantılanır. Bu nedenle kişinin iç dünyasında da birçok duyguyu canlandıran bir süreçtir.

Göç eden kişinin yaşı, ekonomik durumu, inancı, kültürel arka planı, göç ettiği ülkenin koşulları, dil bilgisi gibi bir çok etken kişinin psikolojik durumda etkili olmaktadır. Bu sebeple her kişinin göç sonucunda verdiği tepki birbirinden farklıdır.

Psikolojik Etkileri Nelerdir?

Bir başka ülkede yaşam kurmak demek, belirsizliğin içine atlamak demek bir yandan da. Her ne kadar yurtdışına çıkmak işiniz, geleceğiniz için avantajlı bir durum olsa da birçok şeyi geride bırakmanız gerekmektedir. Geride bıraktığınız en önemli şeylerden biri de güven duygusudur.

Doğduğunuz ülkede koşullar ne olursa olsun o ülkenin kültürünü, değerlerini bilemenin beraberinde getirdiği bir güven duygusu vardır. Kişi yurtdışına yaşamaya başladığında bu duyguyu arkada bırakmak ve yeni adaptasyonuna açık olmak durumdadır.

Belirsizlik bizler için her zaman zorlayıcı bir durumdur. Emin olmama, sonuçlarını kestirememe hali. Bu belirsizlik beraberinde yıkıcı duyguları da getirir. Hepimiz belirsizlikten bir an önce sıyrılıp yine o güven duygusuna kavuşmak isteriz. Geçen süreçte de zaman zaman zorlanıp, kendimizi kötü hissetmek olağandır.

Öncelikle şunu farkına varmamız gerekir ki göç aslında bir yas sürecidir. Bütün yaş süreçlerinde olduğu gibi her kişinin yas sürecine verdiği tepki farklıdır. Bu sebeple sizinle aynı koşullarda yaşayan kişilerle kendinizi kıyaslamak hiçbir zaman doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Her kişinin alışma, adapte olmak süreci kendine özeldir.

Öncelikle yaşadığınız kötü duygu durumunun farkında olmak ve kendinize bunun için izin vermeniz gerekir. Her yas sürecinde olduğu gibi belli aşamalardan geçerek kendimizi iyileştirmek adına ilerlemiş oluyoruz aslında.

Gelin beraber bu aşamalara bakalım. Unutmayalım ki yaşadığımız şeyin farkında olmak her zaman bu durum ile baş etmemizi kolaylaştıran en önemli etkenlerden biri olacaktır.

  1. Birinci aşama ilk 6 aylık süreci kapsamaktadır. Bu süreçte yeni hayatı ve ortamı anlama aşamasıdır. Görece bu süreç biraz daha kolay atlatılabilmektedir. Araştırmalara göre göç eden kişiler bu aşamada adaptasyonu pozitif yönde görmekte ve kendilerini daha iyi hissetmektedir.
  • İkinci aşama 6 ay ile 18 ay arası süreci kapsamaktadır. Bu süreci kriz aşaması olarak değerlendirebiliriz. Kişiler adaptasyon süreci içerisinde kendini günden güne daha yalnız ve üzgün hissetmeye başlayabilirler. Bu süreçte kişinin kendine karşı olan yıkıcı düşünce ve duyguları artma eğilimindedir.
  • Üçüncü aşama ise 18. ay ve sonrasını kapsayan süredir. Bu aşamada kriz sürecini aşan kişi adaptasyon günden güne daha iyiye gittiğini hissetmeye başlar. Olumlu duygular tekrar geri dönmüş ve kişi kabuğundan çıkmıştır.

Bu şekilde aşamalara böldüğümüz göç süreci sizler için belirli bir çerçeve oluşturabileceği umudundayım. Tabii şunu unutmamak gerekir ki bu süreç herkes için aynı ilerlemek zorunda değildir.

En başta da belirttiğim kişi her kişi kendine özeldir. Bu kendimize has halimiz ile sürecin birebir bu şekilde ilerlemesini beklemek çokta doğru değil.

Sadece bu bilgiler içinde bulunduğunuz durumu biraz daha iyi kavramak ve bazı şeylerin farkına varılmasına yardımcı olmak için.

Yurtdışında Yaşamanın Ortaya Çıkartabileceği Bazı Duygular:

Köksüzlük: Bazen kişi bir yere ait olmama duygusu içerisinde bocalamaya başlar. Öğrenmiş olduğu kültürden yani bu kültürün vermiş olduğu güven duygusunda uzakta yaşamaktadır. Bu da kişiye zaman zaman köksüz kaldığı duygusunu verebilir.

Suçluluk Duygusu: Kişinin geride bıraktığı kişilere, değerlere karşı hissettiği suçluluk duygusudur. Aynı zamanda kişinin üzerinde artık mutlu olmalıyım etiketi yapıştırılmış gibidir. Bu etiketi doğrulayamayan kişi bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendini suçlama eğilimi gösterebilir.

Yalnızlık Duygusu: Kişinin yeni vatanındaki değerlere, kişilere karşı olan yabancılığının getirdiği bir yalnızlık hissi varolabilir. Başka bir açıdan da kişinin geride bıraktıklarına karşı olan suçluluk duygusu, bilinçli ya da bilinçsiz olarak yalnızlık hissini daha arttırabilir.

Özlem Duygusu: Kişi bilinçsiz olarak yeni ülkesinde olmayan, eski ülkesinde var olan kişi, kültür, doğa (en geniş kalıptan, en küçük noktaya kadar) özlem duymaya başlar. Bu özlem duygusu her ne kadar doğal olsa da her zaman olduğu gibi doz en önemli anahtardır.

Neden Psikolojik Desteğe Başvurmalıyız?

Bazı kişiler için bu süre çok daha kolay geçerken bazı kişiler yukarıda bahsettiğim gibi ikinci aşamada (kriz aşamasında) takılıp kalabilir. Bu tıkanmanın birçok farklı nedeni olabilir. Bu açıdan aslında en doğru olan kişisel değerlendirmelerdir.

Sizde kendinizi, bu süreçlerden birisinde tıkanmış veya yukarıdaki duyguları çok yoğun ve yıkıca bir şekilde hissettiğinizde, kendi başınıza bunun üstesinden gelemediğinizi düşündüğünüzde psikolojik destek almak her zaman seçeneğiniz olarak bulunsun.

Bazen işler bizim planladığımız gibi gitmez, belki de tüm hayatınız boyunca en çok istediğiniz şey başka ülkeye yerleşmekken şu an kendinizi yıkılmış hissediyor olabilirsiniz. Bunun insancıl bir tepki olduğunu aklınızdan çıkartmayın lütfen.

Her zaman başka seçenekler mevcuttur sadece aramak için gücünüz olsun…

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191