Psikolog
Neslihan Öztürk
12 Ekim 2025
“Yine aynı hikâye… sadece isimler değişti.”
Belki bu cümleyi sen de kendine fısıldadın bir gün.
Peki neden bazı ilişkiler, farklı kişilerle bile aynı döngüyü tekrarlar?
İlk bakışta aşkın büyüsüne inanırız.
O tanıdık enerjiyi hissederiz; “Sanki onu hep tanıyordum.” deriz.
Ama çoğu zaman, bu tanıdıklık duygusu bilinçdışımızın işaretidir.
Psikolojiye göre biz çoğu zaman partnerimizi “rastgele” seçmeyiz.
Seçimlerimiz; çocukluk deneyimlerimizin, bağlanma biçimimizin ve çözülmemiş duygularımızın sessiz bir yansımasıdır.
Birini tanıdık hissetmemizin nedeni, aslında o kişinin bize geçmişten tanıdık gelen bir duyguyu hatırlatmasıdır.
O kişi, bazen farkında olmadan içimizde yarım kalmış bir hikâyeyi yeniden yazma fırsatı gibidir.
Ama bu hikâyeyi dönüştürebilmek için önce fark etmek gerekir.
Birçok kişi hayatında hep benzer partnerlere yönelir.
Biri duygusal olarak uzak, diğeri aşırı sahiplenici,
ya da hep aynı tür ilişkiler:
başta büyüleyici, sonra yavaşça tükenen…
Bu tekrarın adı psikolojide “tekrarlama zorlantısıdır.”
Zihin, geçmişte çözemediği bir duygusal deneyimi bu kez “düzeltmek” ister.
Ancak bilinçdışı, tanıdık olanı “güvenli” sanır —
ve biz, fark etmeden aynı döngüye yeniden gireriz.
Bir çocukluk travması, ebeveynle kurulan dengesiz bir ilişki, ya da bastırılmış bir değersizlik duygusu…
Hepsi, bugün kime “çekici” bulduğumuzu etkiler.
Yani bazen aşk, tamamlanma arayışının maskesidir.
Partnerimiz, bize çoğu zaman kendimizi gösterir.
Sevgiyle birlikte korkularımız, güvensizliklerimiz, terk edilme endişelerimiz de açığa çıkar.
Bu yüzden aşk, sadece “romantik” bir süreç değil,
aynı zamanda güçlü bir psikolojik aynadır.
Bir ilişkide sürekli aynı duyguları yaşıyorsak — örneğin hep reddediliyor, hep sevilmiyor hissediyorsak —
belki de hayat bize bir şey göstermeye çalışıyordur:
“Bu duygunun kökenine bak.”
Terapide, birey bu döngüyü fark ettiğinde seçim gücü yeniden doğar.
Artık “neden hep aynı kişiyi seçtiğini” anlamış,
ve yeni bir duygusal denge kurmak için alan açmıştır.
Aşkın içinde tekrar eden döngüleri kırmanın ilk adımı farkındalıktır.
Kendini tanımak, kendi bağlanma stilini anlamak, geçmişte bastırılmış duygulara dokunmak…
Bunlar sadece “kendini geliştirmek” değil,
aynı zamanda “kalbini özgürleştirmek” anlamına gelir.
Artık birini “tanıdık” bulduğunda durup düşünebilirsin:
Tanıdık olan güvenli mi, yoksa eski bir yarayı mı hatırlatıyor?
Gerçek sevgi, seni tamamlayan kişiyi değil;
kendinle tamam olduğunda yanına gelen kişiyi seçtiğinde başlar.
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191