Kendinle Kalabilmek

Spiritüel yolculuk çoğu zaman yanlış anlaşılır. Hep huzurlu olmak, hep yüksek frekansta kalmak, hiç üzülmemek sanılır. Oysaki bu her zaman mümkün değil, böyle olmak zorunda da değil. Asıl uyanış, karanlıktan kaçmak yerine onunlayken de oturabilmektir.
Bazen kayboluruz. Eski tanımlar yetmez, ilişkiler sorgulanır, tanımlar yeniden yazılır, beden sinyaller verir, ruhumuzun “dur” dediği yerdir. Tam da o anlarda, uyanışın başladığını söyleyebiliriz. Büyük mucizeleri beklememize gerek yok uyanış demek için, bu aydınlanma küçük küçük fark edişlerle gelir. “Ben ne hissediyorum?”, “Bu gerçekten bana mı ait?”, “Artık neyi taşımak istemiyorum?” gibi sorularla kapımızı çalar.
Spiritüel farkındalık, hayatta daha bilinçli durabilmekle ve kendimizi fark etme yolculuğu ile başlar. Sınır koyabilmek, bedeni dinlemek, duyguyu bastırmadan ama onun tarafından da yönetilmeden ilerleyebilmek… Bunların hepsi ruhsal olgunluğun göstergesidir.
Şifa süreci doğrusal olarak ilerlemez, tıpkı hayatta olduğu gibi. Bazen çok iyi hissedersin, bazen aynı döngüye geri dönmüş gibi olursun. Bu bir geriye gidiş değildir. Bir başarı ya da başarısızlık hiç değildir. Eğer şu sıralar kafan karışık, duyguların dalgalıysa gönül rahatlığıyla bil ki yanlış bir yerde değilsin. Sadece kendinle daha gerçek bir temastasın. Kendine bir iyileşme alanı açmak istersen, bu yolculukta yalnız değilsin.
Sevgi ve Işıkla,
Asya




