Sahayı Ne Adına Terk Ediyorsun?

29 Eylül 2023

Burak

Bu yazı; asıl duygusu öfke olup da, kendisine “dopdolu bir suçlama listesi hazırlamış ve tek tek tik atan kişilere” gelsin. İçten içe; “zaten ben iyi bir durumu yaşamayı hak etmiyorum.” “Beni önemseyecek değildi ya?” diye düşünenlere gelsin.. “Kendisini açıklamak için debelenenlere gelsin.” Kendinizden bir şeyler bulabilir ve kişisel örüntünüzü çözmenize yardımcı olabilir belki.. Buyurun..


Asıl duygum öfke.


İçten içe öfkeleniyorum.


Öfkemi görmüyorum. Kendimi suçluyorum. “Karşı tarafın hak ettiğini vermedim” listesi sıralıyorum. Bu liste uzayıp gidiyor. Bu listeyle gözümü doyuruyorum. Ve diyor ki içimdeki ses, “ben zaten yetemiyorum”. Yetersizliğimi görüyorum. Zaten ben hak etmedim onu diyor içimdeki ses. Ama temel duygum öfkeydi! Yetersizliğim bana; “sahayı terk et” diyor içimden. Ve büyük bir kırıcılıkla davranıyorum. Karşı taraf bana yaklaşma cesaretini bile bulamıyor. İletişimi kesiyorum. Yapmam gereken sakince iletişimde kalmak… Halbuki orada öfkemi yaşasam, desem ki. Arkadaş! Zalimce davrandın bana! Sen bana böyle böyle demedin mi? Cevapları alsam ve ihtiyacım karşılanmıyorsa bir yetişkin gibi kararlı olsam.. Ben ne yapıyorum? Stres olduğumda kendimi suçladığımdan dolayı kaçıyorum. Sahayı terk ediyorum.



Belki narsist biri olsaydım.. Karşı tarafı suçlayıp; pisliğin teki, lanet, o şöyle böyle der dururdum. Stres oluyorum. Kendimi açıklamak için debeleniyorum. (Not: Çalışmada 6-7 yaş döneminde yaşanan bir takım kayıtlar çıktı. “Mahsun mahsun durup kendini anlatmak için debelenen bir çocuk gözümüzün önünde belirdi. O çocuğun düşünceleri ve hayata ilişkin aldığı kararları olmuştu o gün.” “Ben masumca kendimi açıklamak için debelenmeme rağmen önemsenmedim” düşüncesi oluşmuştu o çocukta. Bu yaşındaki bu düşünce o konuya, o zamana ait. Ve yapışmış. O günün duygusu bugün çıktı. Konuyu anlatırken, o bana zalimce davrandı değil de; benim kabahatim şuydu!, diye açıklanan bir durum oldu. Aslında bir zorbalığa maruz kalınmış. Ancak kabahatim ….’ydı. şeklinde açıklanmıştı. Bilinçaltı kaydı görünmüş oldu.) Güven alamıyorum. Sonra içten içe “yine önemsenmedin” düşüncesini konuşturuyorum. Haklı çıkarıyorum kendimi. Ne adına? Belki de, “yalnız olmalıyım” düşüncem var ya; buna uymadığı için bunu yapıyorum… Debelendiğimde, saçmaladığımda; “sen benim için önemlisin” diyebilen, bunu verebilen, “inisiyatif alabilen” bir kişi toparlayacaktır. Bu mu dert? “Kimse benim için hiç bir şey yapmadı”, düşüncesini sürekli olarak pekiştirmek mi? 


Sahayı ne adına terk ettiğine bak!


Gerçekten ilişkisel ihtiyaçların karşılanmadığı için mi? Bir yetişkin gibi mi davrandın?


Yoksa bir takım, genelleme dolu düşüncelerini yeniden pekiştirmek için mi bunu yaptın?


Koruma kalkanı olarak tuttuğun duygun neydi? İçerdeki gerçek duygu neydi? İçindeki çocuğun hangi ihtiyacı karşılanmamıştı geçmişte? O çocuk bildiği gördüğü neyse belki yine ona tutunmuştu. Bunu fark et.


Bildik bir kişi çıkmıştı yine karşımıza. Bilinmezdense, tekinsize..


“Beni aynı yerden yaralayan o eve; yine, yine, yine, döneyim istedim.” demiş ya şair. İşte o tekinsize..


Tekrarlarımızın Döngüsü yazımı okumanızı tavsiye ediyorum.


Bu arada kaçıngan bağlanma ile ilgili videoları izleyeceğim.. Örüntüyü keşfetmek için, tekrarın döngüsünü keşfetmek için.. Bu keşif bizi bize getirecektir diye inanıyorum.. Ettiğimiz, eylediğimiz farklı olunca da karşıla(ş)malarımız farklı olacaktır.. Bundan daha iyi nasıl olur 🙂


Görüşmek üzere..

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191