Aile Danışmanı ve Bireysel Rehber
Serda Acar
04 Ağustos 2025
İnsan hayatının en derin, en zorlu ve en dönüştürücü deneyimlerinden biri nedir diye sorarsanız, ebeveyn olmaktır derim. Ancak bilinenin ötesinde bir cesaret ve dayanıklılık gerektireninse, bu yolculuğu tek başına üstlenen ebeveynlerde olduğunu söylerim. Yaşamın belirsizlikleri arasında sadece bir aileyi ayakta tutmakla kalmayarak aynı zamanda o ailenin duygusal iklimini de belirlemek kolay değildir. Çift kişilik kararları tek başına vermek; dışarıdan sakin görünse de içinde büyük bir mücadele barındırır. Bu mücadele bugün, anneler kadar giderek artan sayıda babanın da omuzlarında yükselen bir sorumluluğa dönüşüyor.
Eğer siz de böyle bir yolculuğun içerisindeyseniz, zihninizin bir köşesinden yankılanan “yeterli miyim?” sorusu kulaklarınızda çınlayabilir. Bu soru, sizi zayıf değil sorumlu kılar. Çünkü çoğu zaman bu içsel sorgulama, aşırı özverinin bir yansıması ve çocuğunuzun gelişim sürecinin de ayrılmaz bir parçasıdır. Nitekim sizin deneyiminiz, onun kendini tanıma sürecine rehberlik eder.
Buna karşın tek ebeveynli ailenizde büyüyen çocuğunuz, kadın ve erkek modellerinin karşılıklı etkileşimini doğrudan gözlemleme fırsatı bulamadan büyür. Bu durum, zamanla onun kimlik gelişiminde bazı boşluklar yaratabilir. Eksik kalan ebeveyn figürünün bu boşluğu, genellikle dış dünyadan alınan ancak her zaman sağlıklı olmayan modellerle doldurulmaya çalışılır. Kimi çocuk, hayatında yer almayan figürü zihninde idealleştirerek ulaşılmaz bir konuma yerleştirirken, kimi de bu eksikliği bastırarak reddetme eğilimi gösterebilir. Her iki uç da benlik gelişimini farklı açılardan etkileyebilir.
Ancak bilinmelidir ki, çocuğun gelişiminde asıl belirleyici olan; hangi ebeveynin var olup olmadığı değil var olanla nasıl bir ilişki kurulduğudur. Eksiklik çoğu zaman fiziksel bir yoksunluğun ötesinde sürdürülemeyen ya da hiç kurulmamış duygusal bağlarla ilgilidir. Bağ kurmak, içgüdüsel bir refleks değil; zamanla gelişen, dikkat ve bilinçle beslenen bir beceridir. Bu beceri, duygularınızı bastırmadan düzenleyebilmeniz, gerektiğinde özür dileyebilmeniz, çocuğunuzun duygularına gerçekten alan açabilmeniz ve kusurlarınızı inkâr etmeden, samimiyetle var olabilmenizle gelişir.
Çoğu ebeveyn, büyük değişimlerin ancak büyük adımlarla mümkün olacağına inanır. Oysa çocukların kalbinde kalıcı yer edinen anılar, sıklıkla gündelik anların içinde gizlidir; yorgunluğunuza rağmen gösterdiğiniz nezaketle, cevabınız olmayan sorulara karşın sessizce yanında durarak “buradayım” diyebilmenizle… bu küçük ama istikrarlı çabalarınızla, farkında olmadan çocuğunuzun gelecekteki ilişkilerinin duygusal altyapısını oluşturursunuz.
Bu yol zaman zaman yalnız hissettirse de, unutmayın ki yalnızlık bir his; tek başına olmak ise bir duruştur. Şefkatle beslenen bu duruş, çocuğunuz için güven veren bir bütünlüğe dönüşebilir. Sevgiyle, özenle ve yaratıcı yaklaşımlarınızla attığınız her adım; onun gözünde sadece bir anne ya da baba değil; yön gösteren bir kılavuz, ait olabileceği bir liman ve huzur bulabileceği bir yuva anlamına gelir. Belki de bu sürecin en kıymetli yanı, her yeni günün size taze bir başlangıç sunmasıdır. Dünü telafi edebilecek kadar esnek, bugünü anlamlı kılacak kadar duyarlı ve yarına umut taşıyacak kadar derin bir bağ kurmak her zaman mümkündür. Zira umudu var edenin daima sevgiyi seçme cesaretinde saklı olduğunu düşünürüm.
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191