2020’ye Damga Vuracak İçerik Pazarlaması Trendleri

16 Eylül 2023

Burak

Her gün gözümüzü yeni bir teknolojik gelişmenin haberiyle açtığımız günümüz dijital çağında, ayırt ediciliğin en önemli belirleyicilerinden biri, şüphesiz ki kaliteli ve özgün içerik üretmek. Bu, aynı zamanda markaların hedef kitlelerine kendilerini tanımlayan düşünce ve değerleri aktarabileceği en etkili yol. Öyleyse konuşmaya başlayalım; 2020 yılında içerik pazarlaması alanında bizleri ne gibi trendler bekliyor?


Video içerikleri bu yıl da yükselişte…

Öncelikle 2019’da çok konuşulan video içeriklerinin bu yıl da yükselişte olacağını söyleyerek başlayalım. Zamanın hepimiz için çok değerli olduğu ve günlerin büyük bir hız, koşturmaca ve yoğunluk içerisinde geçtiği günümüzde, video içerikler; ilgi çekici, etkileyici, dinamik ve görsel açıdan güçlü yapılarıyla benzerlerinden ayrışıyor. Herhangi bir markanın aynı ürünü iki farklı şekilde size tanıttığını hayal edin. Birinde o ürünü kullanan kişinin memnuniyeti okuduğunuz yazıda geçen kelimeler aracılığıyla size anlatılıyor, diğerinde ise bu memnuniyet halini kişinin mimiklerinden, hareketlerinden, hatta belki ses tonundan bile doğrudan siz anlayabiliyorsunuz. Sizce hangisi daha etkili?



Üstelik istatistikler de video içeriklerin bu yükselişini destekliyor: Google’ın araştırmalarına göre, tüketicilerin %50’den fazlası hangi markadan alışveriş yapacağı veya hangi ürünü alacağı konularında videoların belirleyici olduğunu söylüyor. Dolayısıyla, bu yıl içerik pazarlama stratejilerini belirlerken bu konuyu göz önünde bulundurmakta ve markaların iletişim planlarına video içeriklerini ne şekilde dahil edebileceğini belirlemelerinde fayda var.



2020’de içerik pazarlamasında adından sıkça söz ettirecek olan bir başka konsept ise kişiselleştirilmiş içerik. Genele seslenmeyi hedef alan içeriklerdense, hedef kitlelerin içerisinde yer alan bireylere özel olarak hazırlanan içerikleri bu yıl daha sık göreceğiz. Başka bir deyişle, bireylerin ilgi alanlarına ve beklentilerine doğrudan seslenen içerikler markalar için çok değerli olacak. Bu noktada Blueriver CCO’su Sean Schroeder’ın bir cümlesini hatırlatmak istiyorum: “İçerik kişiselleştirmenin her kullanıcı için özel olarak oluşturulmuş içeriklerle kurgulanması şu an için mümkün değil.” Bu cümlenin altının çizilmesi önemli, çünkü burada anlatmak istediğim markaların hedef kitlelerinde yer alan her birey için ayrı içerik üretmeye çalışması değil. Ancak doğru segmentasyon teknikleri kullanarak, yaratılan içerikleri mümkün olduğunda bireyselleştirmek mümkün.


Kullanıcı verilerinin önemi…

Peki nasıl? Veri toplayarak. Burada, dolaylı olarak 2020’de öne çıkmasını beklediğimiz başka bir konuya eğiliyoruz: kullanıcı verileri. Resmi ve güvenilir uygulamalara bağlı kalarak toplanılan kullanıcı verileri, kişiselleştirilmiş içerik oluşturmada markaları doğru bir şekilde yönlendirebileceği gibi, karşılıklı etkileşimi de arttıracaktır. Bu yüzden bu yıl, markaların hedef kitlelerine çeşitli oyunlar, yarışmalar, anketler, mini quizler gibi içeriklerle interaktif bir şekilde sesini duyurabilecekleri bir alan açmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Bu aynı zamanda iletişim stratejilerini geliştirirken, kendilerine doğru yönlendirmeyi sunacak veriler toplamaları konusunda da rol oynayacaktır.



Günümüzün hızlı ve yoğun temposunun bir getirisi de, sesli arama olacak…

Sesli arama. Belki de bu yıl ve önümüzdeki yıllarda içerik pazarlamasının gidişatına en belirleyici şekilde yön vermesi beklenen yenilik. Video içeriklerin yükselişinden bahsederken değindiğimiz gibi, günümüzün hızlı ve yoğun temposunun bir getirisi de, sesli arama olacak. Bir şey aratmak istediğimizde onu yazmakla zaman kaybetmek istemeyeceğiz de, onun yerine yapay zeka destekli Siri, Alexa gibi sanal asistanlara başvuracağız. Tabii bu da, içerik üretimi konusunda büyük bir değişikliğe yol açacak, çünkü takdir edersiniz ki bir şeyi yazmak ile onu sesli olarak ifade etmek arasında büyük fark var.

Bu noktada üretilen içeriklerin günlük konuşma tarzlarına göre optimize edilmesi çok önemli olacak. Bu adaptasyonun doğru bir şekilde gerçekleşmesi içinse, içeriklerin büyük oranda soru formatlarına göre hazırlanması gerekecek. Örneğin artık arama motorlarına “istanbul hava durumu” yazmayacağız da, sanal asistanımıza “Bugün İstanbul’da hava durumu nasıl?” diye soracağız. Bu yüzden üretilen içeriklerin ne tip sorularla aranacağının öngörülmesi ve konuşma diline uyumlu olacak şekilde yeniden düzenlenmeleri çok kritik.



Kullanıcılar tarafından oluşturulmuş içeriklerin gücü…

Ve son olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulmuş içeriklerin gücünden bahsetmek istiyorum, kendileri ile bu yıl oldukça fazla karşılaşacağız. Bu, tam olarak markaların kendi kullanıcılarına “kullandığınız ürün veya aldığınız hizmet ile ilgili içerik oluşturabilirsiniz, ben de bu içeriği paylaşmak isterim, çünkü önem veriyorum” deme şekli. Yani bir nevi, kullanıcılara kendileri için içerik üretmeleri noktasında açık kapı bırakmak.

Bu içeriklerin sayısız olumlu geri dönüşü oluyor. Araştırmalara göre, tüketicilerin %85’i markanın kendi içeriklerindense, başka kullanıcılar tarafından oluşturulmuş içeriklere daha fazla güveniyorlar. Dolayısıyla ilk aşamada güven veriyor. Yeni kullanıcıları motive ediyor, markayla daha fazla bağ kurmalarına olanak veriyor, kullanıcıların deneyimlerine önem verildiğini hissetmesini sağlıyor ve en önemlisi, topluluk yaratıyor. Markayı seven, destekleyen ve bu olumlu düşünce ve duygularını paylaşmak isteyen bir topluluğun değeri, hele ki içerik pazarlaması noktasında çok büyük.



Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191