Belki de ruhsal uyanışımdan çok önceleri bana bunu sorsanız sadece gülüyor olurdum. Kendimi o zamanlar mantıklı, rasyonel biri olarak tanımlardım muhtemelen. Ama sezgilerim ben farkında olmasam da hep çok kuvvetliydi ve beni hep korurdu. Rüyalarla, mesajlarla, belki bir sesle…
Hepimiz öyle ya da böyle spiritüel gelişimimizde bir yerlerdeyiz. Ve asla unutmamak gerekir ki herkesin yolu biricik, kendine özel. Peki gelelim asıl soruya, sezgilerle yaşamak gerçekten mümkün mü?
Bazen hepimize olmuştur. Hesapsız kitapsız, danışmadan birine ve hatta herhangi bir açıklama da yapmadan bir şeyler oluverir hayatımızda ve çok önemli kararlar bir anda verilir. İşte bu sezgiden geliyordur.
Nedir Bu Sezgi?
Sezgi, adı üstünde, “sez-“ kökünden gelir. Bir şey üstüne düşünceden önce gelen, kalpten gelen ani bir bilme halidir sezgi. Bilincin çözemediği, bilinçdışı veriler ve ruhsal bağlantılar yoluyla “bildiğimiz” içsel rehberliktir aslında. Çoğu zaman tarif edilemez bir kelimedir bu, çünkü hisleri tarif etmek oldukça zordur. Mesela, “Bugün oraya gitme.” ya da “Bugün şu kişiyi ara.” hisleri birer sezgidir. Ya da içinizden geçen birini o gün görürsünüz mesela, bunlar hep sezgi ile ilgilidir. Geriye dönüp baktığımızda da genelde, “İyi ki yapmışım.” deriz. Ya da birini aramak istediğimizde bir şey “Hayır, arama.” diyordur, bazen de o sesi dinlemeyip o aramayı yaptıktan sonra içten içe pişman oluruz.
Sezgi Herkeste Var Mıdır?
Bu sorunun cevabı aslında “Evet.” Ama bazılarımız ona kulak verirken, bazılarımız ise onu duymaya alışık değildir hiç. Sezgiler, gürültüleri sevmez. Zihinsel karmaşaların içinde kaybolur. Yok olurlar. Sezgileri, yani ruhsal rehberliği kabul etmek için zihnimizi sessizleştirmemiz gerekir.
Zihni Nasıl Sessizleştiririm?
Öncelikle, gün içinde kendini yoğun hissettiğin bir kaç zamana nefes pratikleri ekleyebilirsin.
Örneğin kısıtlı zamanlarda 3-3-3 nefesi imdadına koşacaktır. 3 saniye nefes al, 3 saniye tut ve 3 saniyede nefesi geri ver, yeniden nefes almak için 3’e kadar say ve bu döngüyü 3 kez tekrarla. Yalnız kalmaktan korkma, bazılarımız yalnızlığı sevmez, yalnızlıktan kaçarlar. Kendinle baş başa kalıp yalnızlığını dinlemekle bu pratiğe başlayabilirsin. Akıl almaz güzellikteki doğayı izlemek ve topraklanmak da zihnini sakinleştirmek için harika pratiklerdir.
Sezgilerimi Nasıl Tanıyacağım?
Çok basit aslında, bir şeye “Neden bilmiyorum ama, içimden bu geliyor.” diyorsan onu ciddiye al. Ama öncelikle soruları zihnine değili ruhuna sormaya alışmalısın. Bir soruyu sorduğunda, dur ve gözlerini kapat. “Bu kararı neden böyle veriyorum. Korktugum icin mi? Bildiğim için mi?” İşte bu soru da kalbinden gelen bir cevap mı yoksa sezginden gelen bir cevap mı, bunu ayırt etmen için. Sezgilerden gelen cevaplar, sakin ve telaşsız olur. Korkulardan gelenler ise, telaşlı ve panik haldedir.
Unutma, sezgilerle yaşamak bir yetenek değildir. Bir niyettir. Ona yer açtığında, o sana doğru yolu gösterir.
Ve gelelim başlığımızdaki soruya, sezgilerle yaşamak mümkün mü? Belki de başka bir yaşam şekli yoktur…
Sevgi ve Işıkla,
Asya
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191